Zimmet ve İhtilâsen Zimmet

Çalışmanın PDF formatı için mail gönderiniz.

Bu yazıda TCK sistematiğinde, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş olan zimmet suçu ve onun cezayı ağırlaştıran nitelikli hali olan ihtilâsen zimmet ele alınmıştır. Konu ile ilgili öğreti görüşlerine ve Yargıtay kararlarına da başvurulmuştur.

I- GENEL OLARAK ZİMMET SUÇU

TCK m.247/1 uyarınca; “Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Zimmete geçirmekten maksat ise kanun koyucunun madde gerekçesindeki ifadesiyle, suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmaktır. Zimmet suçu kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar bölümünde, m.247-249 arasında düzenlenmiştir.

Zimmet suçu özgü suç olup sadece kamu görevlisi tarafından işlenebilir. Bilindiği üzere kamu görevlisi, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişidir. Kamu görevlisi olmayanlar ancak şerik olarak -azmettiren ve/veya yardım eden- suça iştirak edebilirler. Failin suçun işlendiği sırada kamu görevlisi sıfatını haiz olması yeterli olup görev başında ya da görev yerinde olup olmaması önem teşkil etmez. Ayrıca suç işlenirken kamu görevlisi olan failin sonradan bu sıfatı yitirmesi de suçun oluşumuna etki etmeyecektir.1

Zimmet suçunun mağduruna ilişkin öğretide farklı görüşler olsa da tüzel kişiler suçun mağduru olamayacağından mağdurun idare olmadığı kabul edilmektedir. Zimmet suçu ile korunan hukuki değer mülkiyet hakkı değil, kamu idaresinin işleyişine duyulan güven olduğundan mağdur gerçek kişi de olamayacaktır. Bu sebeple mağdursuz bir suç olarak kabul edilen zimmette, suçtan zarar görenin idare olduğu ileri sürülmektedir.2 Yargıtay’ın konuya bakışı ise şöyledir; “Zimmet suçunun mağduru ise toplumu oluşturan tüm bireylerdir, zimmete geçirilen mal değerlerine sahip bulunanlar ise, bu suçun işlenmesi dolayısıyla suçtan zarar gören konumunda ve toplumu oluşturan bireyler olması nedeniyle de işlenen suçun mağdurudurlar.”3

Madde 247 gerekçesinde kanun koyucu suçun konusuna ilişkin şu ifadeleri kullanmıştır; “Zimmet suçunun konusu, taşınır veya taşınmaz maldır. Bu malın zilyetliğinin kamu görevlisine devredilmiş olması veya kamu görevlisinin bu mal üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün bulunması gerekir. Bu malın mülkiyetinin devlete, herhangi bir kamu kurumuna ya da herhangi bir kişiye ait olması arasında fark bulunmamaktadır.” Malın ekonomik değer taşıması gerekir, aksi halde zimmet suçu oluşmayacaktır. Ayrıca taşınmazların zimmete geçirilmesi ise pekâlâ kamu görevlisi lehine tescil yoluyla olacağından taşınmazın özel mülkiyete elverişli bir taşınmaz olması gerekir.

Zimmet suçu, muhtelif şekillerde gerçekleşebileceğinden ve kanun koyucu tarafından da bir sınır belirlenmediğinden dolayı serbest hareketli bir suçtur.4 Yargıtay, yerleşik olarak “mal edinme” kavramını tercih etmektedir; “Zimmet, bir kamu görevlisinin görevi dolayısıyla kendisine devredilmiş olan veya koruma ya da gözetimi ile yükümlü olduğu şeyi mal edinmesidir.”5 Kanun koyucunun gerekçede ifade ettiği üzere zimmet, icrai davranışla işlenebileceği gibi ihmali davranışla da işlenebilmektedir. Ancak Tezcan’a göre TCK’nın genel hükümler kısmında ihmali hareketlerin cezalandırılacağına ilişkin genel bir hüküm olmadığından ve zimmet suçuna ilişkin hükümlerde ihmali zimmet gibi bir düzenleme de bulunmadığından dolayı zimmet suçu sadece icrai davranışla işlenebilecektir.6 Yargıtay, 1997 yılında verdiği bir kararda ihmali davranışla zimmetin oluşabileceğini kabul etmiştir.7

Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır. Zimmet suçunun taksirli hali kanun koyucu tarafından öngörülmediği için zimmet sadece kasten işlenebilir. Zimmet suçu, doğrudan kastla işlenebileceği gibi olası kastla da işlenebilir, herhangi bir engel yoktur.8 Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.

II- İHTİLÂSEN ZİMMET

İhtilâs kavramı Türk Hukuk Lügatı tanımıyla; “Zimmet suçunun, fiilin meydana çıkmamasını temine matuf her türlü hile ve hud’a istimali ile işlenilmiş şeklidir.”9 Kanun koyucunun ifadesi de benzerdir; “Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” İhtilâs, zimmet suçunda cezayı artıran nitelikli bir haldir. İhtilas için aranan hilenin, zimmetin ortaya çıkmasını engelleyecek, gizleyecek elverişliliğe sahip olması gerektiği kabul edilmektedir.10 Madde gerekçesinde ise hileye ilişkin şu ifadeler yer almıştır; “Zimmet suçunda, suç konusu mal kamu görevlisinin zilyetliğinde veya koruma ve gözetim sorumluluğunda olduğu için, bunun zimmete geçirilmesi için herhangi bir kişinin aldatılmış olması gerekmez. Burada hile, sadece zimmet olgusunun sonradan anlaşılmasının önüne geçilmek amacıyla gerçekleştirilmektedir. Bu bakımdan, zimmet suçundaki hile, suçun delillerini gizlemeye yönelik bir davranıştır.” Yüksek Mahkeme’nin konuya ilişkin değerlendirmesine de bakmak gerekir; “Nitelikli zimmet suçundaki hileli davranışların, fiilin ortaya çıkmamasını sağlamaya yönelik olmasının yanında bu sonucu gerçekleştirmeye elverişli olacak nitelikte yoğun ve aldatıcı olması gerekir. Diğer bir anlatımla hileli davranışın eylemin ortaya çıkmamasını sağlayacak şekilde aldatmaya elverişli olması gerekmektedir. Herkes tarafından anlaşılabilir ve özünde aldatıcı niteliği bulunmayan davranış, hileli bir davranış olarak değerlendirilemeyecektir. Eylemin açığa çıkmaması için kullanılan bir yöntemin, denetim ve gözetim görevi verilmiş kişilerin dikkatsizliği ve özensizliğinden kaynaklanan nedenlerle bu suçun ortaya çıkmasını engellemesi bu tür davranışlara hileli davranış vasfını kazandırmayacağı gibi nitelikli zimmet suçunun da oluşmasına yol açmayacaktır.”11 Son olarak hile, gerçekten zimmetin ortaya çıkmasını engellemiş olabilir veya olmayabilir, bu husus ihtilâsın varlığı için önemli değildir. Yeter ki hileye, aldatmak ve zimmetin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla başvurulmuş olsun.12

III- SONUÇ

Zimmet suçu TCK’da 247-249. maddeler arasında düzenlenmiş olan bir suçtur. Kanun koyucu tarafından zimmet suçunda korunan hukuki değerin önemine binaen oldukça ağır cezalar öngörülmüştür. Basit zimmet suçunda fail 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır, ihtilâsen zimmette ise failin cezası yarı oranında artırılır. Zimmet genel olarak, kamu görevlisinin görevi sebebiyle kendisinin zilyetliğine bırakılan şeyi mal edinmesidir. Kamu görevlisi, adeta malikmiş gibi tasarruflarda bulunmak için ekonomik değeri olan şeyi mal edinmektedir. İhtilâsen zimmet ise ayrı bir suç olmayıp zimmet suçunda cezayı yarı oranında artıran nitelikli bir haldir. Zimmet suçu, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenirse ihtilâsen işlenmiş olur.

Mustafa Ödemiş

22.03.2024

Ceza Hukuku


  1. Zekeriya Alper İnanç / Hatice İnanç / Samet Can Olgaç, Zimmet Suçu (TCK 247-249), Seçkin Akademik ve Mesleki Yayıncılık, Ankara, 2015, s. 23 ↩︎
  2. Veli Özer Özbek / Koray Doğan / Pınar Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayıncılık, Ankara, 2023, s. 1084 ↩︎
  3. Ceza Genel Kurulu, 16.12.2008, 146/235 ↩︎
  4. Cengiz Kütük, Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayıncılık, Ankara, 2016, s. 36 ↩︎
  5. Ceza Genel Kurulu, 29.01.2013, 1274/33 ↩︎
  6. Durmuş Tezcan / Mustafa Ruhan Erdem / Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayıncılık, Ankara, 2023, s. 1141 ↩︎
  7. 4. Ceza Dairesi, 01.12.1997, 9669/10536 ↩︎
  8. Selami Turabi, Zimmet Suçları, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayıncılık, Ankara, 2012, s. 87 ↩︎
  9. Türk Hukuk Lugatı, 3. Baskı, Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 1991, s. 152 ↩︎
  10. Rezzan İtişgen, “Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu”, İÜHFM, C. LXXI, S. 1, 2013, ss. 639-672 ↩︎
  11. Ceza Genel Kurulu, 29.11.2022, 396/734 ↩︎
  12. Mustafa Arslantürk, BAM 6.CD Kapsamındaki Suçlar -1-, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayıncılık, Ankara, 2021, s. 128 ↩︎

Türk Ceza Kanunu