“Kedi Eros Davası” Vasıtasıyla Türk Ceza Kanunu’nda Takdiri İndirim Nedenleri

Çalışmanın PDF formatı için mail gönderiniz.

Bu yazıda toplumda infial yaratan her vakadan sonra tartışmaya açılan takdiri indirim nedenleri -kamuoyunda bilinen adıyla iyi hâl- Eros isimli kedinin öldürülmesine ilişkin dava vasıtasıyla ele alınmıştır. Sadece takdiri indirim nedenlerine değinilmiş olup esasa ilişkin bir inceleme bu yazının konusu değildir.

I- TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ (İYİ HÂL) KAVRAMI

Takdiri indirim nedenlerini Türk Ceza Kanunu’nun 62.maddesinde düzenlenmiştir. “(1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. (2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları veya cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurulabilir. Ancak failin duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik şeklî tutum ve davranışları, takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmaz. Takdiri indirim nedenleri kararda gerekçeleriyle gösterilir.

“Ancak failin duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik şeklî tutum ve davranışları, takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmaz. Takdiri indirim nedenleri kararda gerekçeleriyle gösterilir” hükmü 7406 sayılı kanun ile 2022 yılında işlenmiştir. Değişiklik gerekçesi ise kanun koyucu tarafından şu şekilde açıklanmaktadır; “Ayrıca maddeyle, failin duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik şekli tutum ve davranışlarının, takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmayacağı düzenlenmektedir. Böylelikle, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki samimi pişmanlığını gösteren davranışları gözlemlenemediği halde, yalnızca takdiri indirimden faydalanmak amacıyla duruşmada pişman olduğunu söylemesi veya yargılama mercilerine karşı saygılı tutumunu ifade eden kılık ve kıyafeti dikkate alınarak verilecek cezada indirim yapılamayacaktır. Maddeyle yapılan diğer bir değişiklikle, takdiri indirim nedenlerinin kararda gerekçeleriyle gösterilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Anayasanın 141 inci maddesi gereğince mahkemelerce verilen her türlü kararın gerekçeli olarak yazılması gerekmektedir. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri olup, hukuk devletinin ve hukuki güvenlik ilkesinin de bir gereğidir. Zira mahkemenin keyfilikten uzak şekilde kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun karar verip vermediği ancak gerekçeden anlaşılabilir. Düzenlemeyle, takdiri indirim uygulanması halinde, nedenlerinin gerekçeli kararda failin eylemleriyle ve somut olayla ilişkilendirilerek, denetime açık ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirtilmesi amaçlanmaktadır.” TCK’nın 61.maddesi uyarınca ise hâkim, en son takdiri indirim uygulayarak sanık hakkındaki sonuç cezayı belirler (somutlaştırır).

7406 sayılı kanun ile takdiri indirim nedenlerinde yapılan değişiklikler öğretide muhtelif yönlerden eleştirilmektedir. Öncelikle 7406 sayılı kanun ile takdiri indirim nedenleri sınırlı sayı ilkesi (numerus clausus) gözetilerek düzenlenmiştir. Önceki düzenlemede ise “gibi hususlar” ifadesi yer almakta yani takdiri indirim nedenleri tadadi olarak sayılmaktaydı. Takdiri indirim nedenlerinin sınırlı sayıda sayılması, bir olgunun takdiri indirim nedeni olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında hâkimde tereddüt yaratacak ve böylece gerçekten de makul kabul edilebilecek nitelikteki nedenler takdiri indirim nedeni olarak değerlendirilemeyecektir. Diğer bir eleştiri konusu ise kanun koyucunun uygulamaya tepkisi niteliğindeki “failin duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik şekli tutum ve davranışlarının” takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmayacağı hükmüdür. Bu hüküm, kanun koyucunun yanlış uygulamayı düzeltebilecek elverişli başka araçlar aramak yerine kolay yoldan, muhtevası itibariyle problemli olmayan hükmün değiştirilmesini tercih etmesi sebebiyle eleştirilmektedir.1

Her suçun işlenişinin ve faillerinin farklılık arz etmesi ve bu farklılıkları kanun koyucunun daha önceden belirleyebilmesinin olanaksızlığı, kanun koyucuyu takdiri indirim nedenlerini düzenlemeye iten güç olarak ileri sürülmektedir. Kanun koyucu tarafından bu sebeple genel nitelikte takdiri indirim nedenleri düzenlenmiş ve bunun tatbiki hâkimin takdirine bırakılmıştır. Talep olsun veya olmasın, takdiri indirim nedenlerini hâkim re’sen uygular veya uygulamaz.2 Her ne kadar takdiri indirim hâkimin takdirinde olsa da şüphesiz ki üst mahkemenin denetimine tabidir, takdir hakkı denetlenemez değildir. Yargıtay’ın konuya bakışı da böyledir; “Takdir sübjektif bir değerlendirme olduğuna göre, bunu davayı yöneten yargıçtan daha iyi bulup çıkaracak bir kimse olamaz. Zira suç, suçlu ve bununla ilgili her türlü delille, özellikle tanıklarla karşı karşıya olan duruşmayı yönetmekle bunlarla doğrudan doğruya temas halinde bulunan yargıcın, ilgili davada cezayı azaltıcı takdiri nedenlerin var olup olmadığının en iyi şekilde değerlendireceğinin kabulü gerektiği gibi, dosya kapsamına göre, makul olmayan veya yerinde kullanılmayan yargıcın bu husustaki takdir hakkının Yargıtay tarafından denetleneceği kuşkusuzdur. 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesine ilişkin takdir hakkı kullanılırken, gösterilen gerekçenin makul olması, hukuk kurallarını zedelemeyecek, yasaların maksat ve amacına aykırı düşmeyecek, vicdanları rahatsız etmeyecek bir nitelik taşıması gerekir.”3 Bu kararda Yüksek Mahkeme’nin takdiri indirimin “vicdanları rahatsız etmeyecek bir nitelik taşıması” gerektiği yönündeki tespiti önemlidir.

II- KANUN KOYUCUNUN ÖNGÖRDÜĞÜ TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ

7406 sayılı kanun değişikliğiyle beraber takdiri indirim nedenleri sınırlı sayıda belirlenmiştir. Bunlar dört tanedir ve ayrı ayrı incelenmelerinde fayda vardır;

A-) Failin Geçmişi

Failin daha önceden herhangi bir ceza mahkumiyetinin olmaması, kamuya yararlı işler yapmış olması veya toplumsal olaylarda önemli katkılarda bulunmuş olması takdiri indirim nedeni olarak değerlendirilebilir. Daha önceden işlediği bir suçtan dolayı mahkumiyetinin olması ise muhakkak takdiri indirim uygulanmasına engel değildir ancak hâkimin takdiri indirim uygulamaktan kaçınmasının haklı gerekçesi olabilir.4 Uygulamada yerleşik olarak daha önceden herhangi bir suç kaydı bulunmayan ve dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı da olmayan failler hakkında takdiri indirim tatbik edilmektedir; “Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failinin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden geçmişte haklarında herhangi bir suç kaydı ve sabıka bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışları tespit edilemeyen sanıklar hakkında yazılı şekilde yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi..”5

B-) Sosyal İlişkileri

Failin aile bireyleri ve temas içerisinde bulunduğu çevresi ile olan ilişkilerindeki tutum ve davranışları, failin sosyal ilişkileri bağlamında takdiri indirim nedeni olarak değerlendirilecektir. Failin çevresinin, faile gösterdiği sevgi ve duyduğu saygı bu noktada önemli olabilir.6

C-) Fiilden Sonraki ve Yargılama Sürecindeki Pişmanlığını Gösteren Davranışları

Bu takdiri indirim nedenini ikiye ayırarak ele almakta isabet vardır. Fiilden sonraki pişmanlığını gösteren davranışlardan maksat, kanuni neticenin gerçekleşmesinden sonra ve fakat yargılama aşamasından önceki zaman aralığında fail tarafından gerçekleştirilen ve failin objektif olarak pişman olduğu kanaatini uyandırmaya elverişli davranışlardır. Örneğin, yaraladığı mağduru derhal hastaneye yetiştirmesi ve durumu kolluğa bildirmesi bu bağlamda değerlendirilebilecektir. Aksi ihtimal de yani failin yaraladığı mağduru olay yerinde bırakıp kaçması, fiilden sonra gösterilen pişmanlık olgusunun oluşmadığına örnek olabilir. Yargıtay, bir kararında örgütteki konumu ve diğer örgüt mensupları hakkında bilgi veren sanık hakkında takdiri indirimin uygulanmamasını hukuka aykırı bulmuştur.7

Yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışlardan maksat ise hakkında kovuşturma yürütülen sanığın samimi olarak pişmanlık göstermesi yani adaletin tecelli etmesine ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına hizmet etmesi olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, suçun ortaya çıkmasına yardım edecek şekilde ifade vermesi veya ikrarda bulunması örnek gösterilmektedir.8

Öğretide fiilden sonra veya yargılama sürecinde pişmanlığı gösteren davranışlar sebebiyle takdiri indirimin yapılabilmesi için failin bu davranışlar sebebiyle başkaca bir ceza hukuku kurumundan yararlanamamış olması gerektiği kabul edilmektedir. Sözgelimi, fail bu davranışlar sebebiyle etkin pişmanlıktan yararlanmışsa artık bu davranışlar nedeniyle takdiri indirim tatbik edilemeyecektir.9

D-) Cezanın Fail Üzerindeki Olası Etkileri

Bu noktada fail ve ailesinin ceza sebebiyle uğrayacakları olası zararların dikkate alınması gerektiği ifade edilmektedir. Örnek olarak yaşlı olmak veya ciddi bir hastalığa sahip olmak gibi hususların göz önüne alınması gerektiği kabul edilmektedir.10

III- KEDİ EROS DAVASINDA 1/6 ORANINDA TAKDİRİ İNDİRİMİN UYGULANMASI

Atlanmaması gereken bir nokta şudur ki sanık hakkında verilen ceza henüz kanun yolu aşamasından geçmediğinden kesinleşmiş değildir. İstinaf aşamasında takdiri indirim kaldırılabilir veya altıda birden daha düşük bir oranda uygulanabilir. Zira, kanun koyucu “altıda birine kadar” oran belirlemiştir yani altıda bir azami orandır. Sanığın daha önceden herhangi bir suçtan ceza mahkumiyetinin olmadığı bilinmektedir, yani suç kaydı/sabıkası yoktur. Yukarıda ifade edildiği üzere sanığın suç kaydının olmaması Yargıtay’ın yerleşik içtihadı uyarınca takdiri indirim uygulanması açısından sıklıkla başvurulan bir gerekçedir. Sanığın suç kaydının olmaması halinde mahkemeler başkaca bir araştırma yapmadan adeta “otomatik” olarak takdiri indirim uygulamaktadır. Her ne kadar yerleşik uygulama böyle olsa da neticede takdiri indirim, hâkimin takdirindedir yani uygulamanın aksi yönünde karar pekâlâ verilebilir. Ceza Genel Kurulu tarafından da takdiri indirimin “vicdanları rahatsız etmeyecek nitelikte olması” gerektiği ifade edilmiştir. Mezkûr vakada sanık, görüntülerle sabit olduğu üzere altı dakika boyunca savunmasız bir canlıyı eziyet ederek öldürmüştür. Bu sebeple hâkimin takdir yetkisini, takdiri indirimin uygulanmaması istikametinde kullanması vicdanen daha isabetli olurdu.

Mustafa Ödemiş

15.03.2024

Ceza Hukuku


  1. Mahmut Koca / İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayınlar, Ankara, 2023, s. 735 ↩︎
  2. Veli Özer Özbek / Koray Doğan / Serkan Meraklı vd., Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayınlar, Ankara, 2023, s. 721 ↩︎
  3. Ceza Genel Kurulu, 07.02.2012, 273/19 ↩︎
  4. Koca / Üzülmez, a.g.e., 736 ↩︎
  5. 3. Ceza Dairesi, 17.01.2024, 16819/795 ↩︎
  6. Yusuf Kaçar, “7406 Sayılı Kanun’la Değişik Türk Ceza Kanunu’nda Takdiri İndirim Nedenleri”, C. 10, S. 2, 2022, Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, ss. 925-948 ↩︎
  7. 3. Ceza Dairesi, 09.11.2021, 1287/9976 ↩︎
  8. Özge Apiş, Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi, Adalet Yayınevi, Ankara, 2022, s. 195-196 ↩︎
  9. Koca / Üzülmez, a.g.e., 737 ↩︎
  10. Çağrı Kan, “Takdiri İndirim Nedenlerinin Uygulanması Açısından Hâkimin Takdir Hakkında Ölçüt Sorunu”, C. 14, S. 4, 2021, Suç ve Ceza, ss. 807-835 ↩︎

Türk Ceza Kanunu