Bilgisayar Oyunlarında Hesapların (Çar) Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirilmesinin Ceza Hukuku Boyutu

Çalışmanın PDF formatı için mail gönderiniz.

Bu yazıda çocukluğunun büyük bir kısmı bilgisayar oyunu oynamakla geçen çoğu kişinin en az bir kere başına gelmiş olan, hesap (çar) çalınmasının ceza hukuku bakımından değerlendirmesi yapılmaya çalışılmıştır. Konuya ilişkin Yargıtay’ın “Knight Online” kararına da başvurulmuştur. 2007’den itibaren belirli aralıklarla Metin2 oynayan ve halen “emek PVP server” arayışında olan bir oyuncu olarak bu çalışmayı hazırlamak bana sadece çocukluğumu anımsatıyor.

I- HIRSIZLIK SUÇU BAKIMINDAN İNCELEME

Öncelikle ifade etmek gerekir ki, konu her ne kadar basit bir bilgisayar oyununda hesap çalınması gibi gözükse de bilgisayar oyunlarına çeşitli sebeplerle yatırılan paralar düşünüldüğünde hesap çalınmasının ne kadar büyük bir önemi haiz olduğu anlaşılacaktır. Örneğin 2008 yılında bir Knight Online oyuncusu hesabını geliştirebilmek için 2005 model BMW otomobilini satıp elde ettiği parayı oyuna yatırmıştır.1 Metin2’de de bazı hesapların otomobil ile takas edildiği bilinmektedir.2

Hırsızlık suçu Türk Ceza Kanunu’nda zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak olarak tanımlanmıştır. Hırsızlık suçunun konusunun “taşınır bir mal” olduğu açıkça ifade edilmiştir. Medeni Kanun m.762 ise taşınır mülkiyetinin konusunu -yani taşınırı- şöyle tanımlamıştır; “Taşınır mülkiyetinin konusu, nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddî şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçlerdir.” Anlaşılmaktadır ki taşınır mal, özüne zarar gelmeksizin bulunduğu yerden başka bir yere nakli mümkün olan nesnelerdir yani maddi/fiziki şeylerdir.3 Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019 yılında verdiği kararda, katılanın Knight Online hesabının çalındığı vakada sanık hakkında bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükmü bozmuştur. Gerekçe olarak ise ekonomik değer taşısa dahi oyun hesabının (verinin) bir taşınır olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.4 Sonuç olarak oyun hesabı taşınır bir mal olarak ele alınamadığı için hırsızlık suçu, -suçun konusunun yokluğu sebebiyle- oluşmayacaktır.

II- DOLANDIRICILIK SUÇU BAKIMINDAN İNCELEME

Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak TCK anlamında dolandırıcılık olarak düzenlenmiştir. Ayrıca m.158/1-f uyarınca da “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” dolandırıcılık yapılması nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilmiş üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası öngörülmüştür. Dolandırıcılığın en ayırt edici unsuru “hileli davranışlar” olarak ifade edilmektedir. Bu yazının konusu oyun hesabının çalınması olduğundan hileli davranış(lar) söz konusu değildir. Sözgelimi, oyun hesabının otomobille değiş tokuşu hususunda anlaşmış olan taraflardan birinde karşı tarafı hileli davranışlarla aldatma saiki varsa -otomobil sahibinin hesabı alıp otomobilin mülkiyetini devretmemesi gibi- elbette dolandırıcılıktan bahsedilebilecektir. Ancak bu yazıda hesabın hileli davranışlarla değil tamamen gizli bir şekilde ele geçirilmesinden -örneğin casus yazılım yüklemek suretiyle- bahsedilmektedir. Yine de örnek olması açısından Yargıtay’ın şu kararına değinmekte isabet olacaktır, sanığın Facebook sosyal iletişim sitesinde tanıştığı katılan ile internet ortamında mesajlaşıp, internet üzerinden online olarak oynanan Knight Online isimli oyunda bulunan karakter alım satımı konusunda 900 TL para karşılığında anlaşmaya vardıkları, katılanın sanığın Ziraat Bankası Şubesine ait ….numaralı hesabına 600 TL para gönderdiği halde sanığın katılana göndermiş olduğu oyun karakterini bir şekilde geri almasının TCK m.158/1, yani bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği değerlendirilmiştir.5

III- SİSTEMİ ENGELLEME, BOZMA, VERİLERİ YOK ETME VEYA DEĞİŞTİRME SUÇU BAKIMINDAN İNCELEME

TCK’nın 244.madde düzenlemesi uyarınca; (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.”

Bu noktada dördüncü fıkra önemlidir, kanun koyucu tarafından dördüncü fıkranın gerekçesi şu istikamette ifade edilmiştir; “Bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilebilmesi için, fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir. Bu bakımdan, fiilin örneğin dolandırıcılık, hırsızlık, güveni kötüye kullanma veya zimmet suçunu oluşturması hâlinde, bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilmeyecektir.”

Kişisel veri kavramı, 6698 sayılı kanunda “kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi” olarak düzenlenmiştir. TCK m.244’te tanzim edilen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunun da bilişim sistemlerinde güvenliğin sağlanmasına hizmet ettiği ve bu sebeple kişisel verilerin korunması ile doğrudan değil ancak dolaylı yoldan bağlantılı olduğu kabul edilmektedir.6 Nitekim m.244 düzenlemesinde kişisel veriden değil veriden bahsedilmektedir. Veri kavramı, şüphesiz ki kişisel veri kavramını da ihtiva eden daha geniş bir anlama sahiptir. Veri, kanun koyucu tarafından m.243 -bilişim sistemine girme suçu- gerekçesinde sistem içindeki bütün soyut unsurlar olarak tanımlanmıştır. Oyun hesabı da Yüksek Mahkeme tarafından maddi değere sahip bir veri olarak ele alınmıştır; “Bilgisayar ortamından temin edilen oyun karakteri, alınıp satılabilen ve maddi değere sahip bir veridir.”7

Knight Online hesabının hukuka aykırı olarak ele geçirilmesine ilişkin Yargıtay’ın tespiti şu yöndedir; “Sanığın Knight Online oyunundaki katılana ait karakteri hukuka aykırı bir şekilde ele geçirmesi eyleminin, sadece 5237 sayılı TCK’nın 244/2-4. maddesindeki bilişim suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek ayrıca yazılı şekilde TCK’nın 142/2-e maddesi gereğince hırsızlık suçundan da hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş…”

Karardan da anlaşılmaktadır ki Yüksek Mahkeme’ye göre oyun hesabının çalınması, kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlaması suretiyle sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunun oluşumuna sebebiyet verecektir. Fakat bu maddeden hüküm kurabilmek için fiilin başkaca bir suçu oluşturmaması gerekir. Sözgelimi, hesap çalınmasında hileye/aldatmaya başvuruluyorsa nitelikli dolandırıcılık gündeme gelecek ve böylece TCK m.244 hükmü değil TCK m.158 hükmü değerlendirilecektir. TCK m.244 tarafından öngörülen ceza iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasıdır. Bir günlük adli para cezasının alt sınırı “8. yargı paketi” ile 100 TL’ye çıkartılmışken üst sınırı 500 TL olarak belirlenmiştir.8 Yani beş bin güne kadar adlî para cezası azami olarak 500.000 TL ila 2.500.000 TL olarak değerlendirilecektir.

Neticeten, kanun koyucu tarafından hapis cezası ile adli para cezası seçimlik olarak öngörülmediği için belki de sadece 200-300 TL değerindeki oyun hesabını hukuka aykırı olarak ele geçiren sanık hakkında, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar -azami 500.000 TL ila 2.500.000 TL- adlî para cezası verilecektir.

IV- SONUÇ

Oyun hesabının hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi suçun konusunun yokluğu sebebiyle hırsızlık suçuna sebebiyet vermeyecekse de hilenin varlığı halinde nitelikli dolandırıcılık suçu değerlendirilebilecektir. Nitekim dolandırıcılık suçunun konusu hırsızılık suçunun aksine sadece taşınır bir mal değildir. Hilenin varlığından söz edilemeyen hallerde ise Yargıtay içtihadı uyarınca TCK m.244’te düzenlenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunun ele alınması gerecektir. Maddi olarak önem arz etmeyen basit bir oyun hesabının çalınması halinde bile sanık hakkında iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve azami olarak 500.000 TL ila 2.500.000 TL adlî para cezası gündeme gelebilecektir. Sanık hakkında verilen hapis cezasının iki yıldan fazla olması ihtimalinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması da artık tatbik edilemeyeceğinden oldukça ağır sonuçlar doğabilecektir. Ayrıca hırsızlık suçundakinin aksine TCK m.244/4’te sağlanan haksız çıkarın ekonomik değerinin azlığı, cezada indirim ya da cezasızlık sebebi yapılmadığından hukuka aykırı olarak ele geçirilen oyun hesabının değeri oldukça az -örneğin 200/300 TL- dahi olsa sanık en iyi ihtimalle “iki yıl hapis cezası” ve “mahkemenin takdir edeceği gün sayısı x 100 TL” tutarında adlî para cezası ile karşı karşıya kalabilecektir.

Mustafa Ödemiş

13.03.2024

Ceza Hukuku


  1. www.haberturk.com (Erişim Tarihi: 13.03.2024) ↩︎
  2. www.hurriyet.com (Erişim Tarihi: 13.03.2024) ↩︎
  3. Mehmet Ayan, Eşya Hukuku -II- Mülkiyet, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayınlar, Ankara, 2016, s. 563 ↩︎
  4. 2. Ceza Dairesi, 29.05.2019, 7295/9896 ↩︎
  5. 15. Ceza Dairesi, 27.12.2017, 35352/29469 ↩︎
  6. İbrahim Korkmaz, Kişisel Verilerin Ceza Hukuku Kapsamında Korunması, Seçkin Akademik ve Mesleki Yayınlar, Ankara, 2019, s. 377 ↩︎
  7. 13. Ceza Dairesi, 08.01.2020, 9265/258 ↩︎
  8. Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun m.9 uyarınca; “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 52 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ‘En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası’ ibaresi ‘En az yüz ve en fazla beş yüz Türk Lirası’ şeklinde değiştirilmiştir.” ↩︎

Türk Ceza Kanunu